Ardahan'ın Sugöze köyünde yaşayan 101 yaşındaki Kazım Arıcı, 69 yıldır arıcılıkla ilgileniyor ve bu meslek onun yaşam biçimi haline geldi. 1924 doğumlu olan Kazım Arıcı, emekli öğretmen olup 1956 yılında boş zamanlarında başladığı arıcılık serüvenine, emekliliğinin ardından tam anlamıyla adandı. Arıcılıkla kazandığı ek gelirden çok, doğayla iç içe olmanın ve arılarla kurduğu bağın sağlığını nasıl koruduğuna dikkat çekiyor.

ARICILIKLA GEÇEN BİR ÖMÜR
Kazım Arıcı, emekliliğinden sonra her sabahın erken saatlerinde arı kovanlarıyla ilgileniyor. Evinde, bahçesinde bulunan onlarca kovanı sabah ilk ışıklarıyla kontrol eden Arıcı, ilerleyen yaşına rağmen bu işten vazgeçmiyor. Ellerinin titremesine rağmen, arılarla kurduğu iletişimi bozmadan kovanlarını bakım ve onarımdan geçirmeyi ihmal etmiyor. Kendi tabiriyle, "Arıcılık sağlığımın ilacıdır," diyen Kazım Dede, yaşamının en önemli parçası olarak bu uğraşını sürdürmeye kararlı.

"ARICILIĞI SEVİYORUM, ÖLENE KADAR YAPACAĞIM"
Kazım Arıcı, 101 yaşına gelmesinin arıcılıkla doğru orantılı olduğunu vurguluyor. "Arıcılık, hayatımı uzatmamı sağladı," diyen Arıcı, mesleğini severek yaptığı için herhangi bir yaş kısıtlaması hissetmiyor. Hedefi, ölene kadar daha fazla kovan edinmek. Kazım Dede, 10-15 yeni kovan almak için hazırlık yapıyor ve "Bunlar benim sağlığım, ilacımdır," diyerek arıcılığa duyduğu tutkuyu gözler önüne seriyor.
Kazım Arıcı, sadece bir meslek olarak görmediği bu uğraşın insanı dinlendiren ve huzurlu bir yaşama zemin hazırlayan yönlerinden de bahsediyor. "Fenni arıcılığı Ardahan'a getiren ilk kişi benim," diyen Kazım Dede, gençlere de örnek olarak arıcılığın hem fiziken hem ruhen ne kadar faydalı bir uğraş olduğuna dikkat çekiyor.






