Dijital oyunlarda sıkça karşılaşılan şiddet ve saldırganlık içeriklerinin çocuklar üzerinde olumsuz etkiler yarattığı bir kez daha gündeme geldi. Uzman Klinik Psikolog Emel Güler, bazı oyunların çocuklara saldırgan karakterleri "rol model" olarak sunduğunu belirterek, bu durumun bireysel şiddet eğilimini artırmakla kalmayıp sosyal ilişkilerde de ciddi sorunlara yol açtığını ifade etti.
ŞİDDET İÇEREN OYUNLAR SOSYAL ÖĞRENMEYİ ETKİLİYOR
Emel Güler, çocukların sosyal öğrenme yoluyla çevrelerinden etkilenmeye açık olduklarını vurgulayarak, şiddet içerikli dijital oyunların çocukların davranışlarını doğrudan etkilediğini söyledi. Güler, “Çocuğun hiç şiddet eğilimi olmasa bile, oyunda gördüğü karaktere özenerek zamanla bu davranışları sergileyebilir. Oyun içindeki deneyimden keyif alan çocuk, bu davranışları gerçek hayatta da denemek isteyebilir,” ifadelerini kullandı.
Bir araştırma örneğini paylaşan Güler, şiddet içeren film izleyen anaokulu çocuklarının, oyun sırasında arkadaşlarına karşı daha saldırgan davrandığını belirtti. Aynı durumun dijital oyunlar için de geçerli olduğunu söyleyen uzman, oyunların çocukların karakter gelişimini ciddi şekilde etkilediğini kaydetti.
AİLELER DİKKATLİ OLMALI: ZAMAN SINIRI ŞART
Güler, ailelerden gelen geri bildirimlerin de bu durumu doğruladığını belirtti. “Aileler, ‘Eskiden böyle değildi, artık daha gergin, sinirli ve küfürlü konuşuyor’ gibi şikayetlerle geliyor. Bu şikayetler, oyunların çocuklar üzerindeki etkisinin ne denli büyük olduğunu gösteriyor,” dedi.
Bu noktada ailelere büyük görev düştüğünü belirten Güler, çocukların hangi oyunları oynadığını bilmenin, ekran süresini kontrol etmenin ve gerektiğinde dijital içerik denetimi yapmanın son derece önemli olduğunu vurguladı. Çocukların sadece dijital ortamda değil, doğal sosyal ortamlarda da vakit geçirmesi gerektiğine dikkat çeken Güler, “Çocuklar gerçek arkadaşlık ilişkileri kurmalı, oyunları yalnızca sosyalleşmenin bir aracı olarak görmeli,” şeklinde konuştu.
Dijital oyunların, şiddet içermese bile psikolojik bazı sorunlara yol açabileceğini belirten Güler, “Oyunlar yalnızca saldırganlığı değil, aynı zamanda bağımlılığı da tetikleyebilir. Özellikle gerçek dünyada kendini ifade etmekte zorlanan çocuklar, dijital oyunlarda bir anlam bulabiliyor. Bu da onları ekran başına bağımlı hale getiriyor,” dedi.
RESMİ DENETİM ŞART
Güler, oyun içeriklerinin daha sıkı denetlenmesi gerektiğini belirterek, şunları ekledi: “Her oyun zararsız değildir. Bu nedenle dijital oyunların içeriği resmi kurumlar tarafından da daha yakından incelenmeli. Aksi halde çocuklar için hem bireysel hem toplumsal düzeyde riskler büyüyebilir.”





