Uluslararası Dünya Rotasyonu ve Referans Sistemleri Servisi (IERS) tarafından yayımlanan verilere göre, Dünya 9 Temmuz 2025’te normalden 1.3 milisaniye daha kısa sürede döndü. Bu, insanların günlük yaşamda fark edemeyeceği kadar küçük bir süre olsa da, hassasiyet gerektiren GPS, uydu sistemleri ve yüksek frekanslı ticaret gibi teknolojiler açısından büyük önem taşıyor.
Bilim insanlarına göre bu hızlanma, geçici bir fenomen olmaktan çok daha fazlası. 2020'den bu yana belirginleşen bir eğilim söz konusu. Bu durum, Dünya’nın uzun vadeli jeofiziksel dengelerine ve zaman ölçüm sistemlerine doğrudan etki ediyor.
Ay’ın Etkisi: Dönme Hızındaki Artışın Anahtarı
Dünya’nın dönüş hızındaki bu artışın nedenleri arasında en dikkat çekeni, Ay’ın Dünya’ya göre konumundaki değişim. Şu anda Ay, ekvator düzleminden en uzak konumunda bulunuyor. Bu durum, Ay’ın Dünya üzerindeki gelgit etkisini azaltarak gezegenin daha hızlı dönmesine neden oluyor.

Bu etkiler, 18.6 yıllık “düğüm döngüsü” adı verilen astronomik süreçle ilişkili. Ay’ın ekvator düzlemine göre yaptığı açısal sapmalar, yalnızca gelgitleri değil, iklim desenlerini ve hatta dünyanın dönme hızını da etkileyebiliyor. Bilimsel araştırmalar, 2006’daki durağanlık döneminde bu etkileşimlerin Pasifik Okyanusu’nun yüzey sıcaklıkları üzerinde değişime yol açtığını gösterdi. Mevcut döngü de 2024–2026 arasında benzer bir etkiyi tetikliyor.
Zaman Ölçüm Sistemlerinde Tarihi Değişiklik Yolda mı?
IERS verilerine göre Dünya’nın dönüşündeki hızlanma yalnızca 9 Temmuz’a özgü değil. 22 Temmuz’un 1.38 ms, 5 Ağustos’un ise 1.5 ms daha kısa süreceği öngörülüyor. Bu milisaniyelik farklılıklar bile, zaman ölçümünde atomik hassasiyet gerektiren sistemlerde senkronizasyon sorunlarına yol açabiliyor.
Bu gelişme, geçmişteki trendlerle çelişiyor. 1972’den bu yana Dünya’nın yavaşlayan dönüşü nedeniyle zaman zaman saatlere "artık saniyeler" eklenmişti. Ancak 2016’dan bu yana artık saniye eklenmedi. Şimdi ise uzmanlar, tarihte ilk kez “negatif artık saniye” uygulamasının gündeme gelebileceğini ve bu düzenlemenin 2029 civarında yapılmasının muhtemel olduğunu ifade ediyor.




